29 Haziran 2012 Cuma

Çekilen acıların nedenlerini araştırıyorsun ,biliyorsun, lakin şiddeti azalmıyor ...

25 Haziran 2012 Pazartesi

Ve Kazım Koyuncu geçti bu gezegenden, rüzgarı hayatlarımıza değdi,gidişi ile tellerin biri daha koptu gönülde! O yaşanabilir bir dünyaya adanmış ömür, çernobilin katlettiği güzeller güzeli  İnsan




























24 Haziran 2012 Pazar



Yine de her insan bir dünya kiminde yaşam koşulları tükenmiş,kiminde her şeye rağmen umut var ! ?




Not: ayna da gördüm: kiminde hiç yaşam oluşmamış...

21 Haziran 2012 Perşembe



Tüm yerli halklar tarihi seslerinde saklar gibi gelir bana.Gırtlakları bin yılların keder atlası gibi.Her şey oradan okunur .Sömürenin ettikleri!oradan taşar bu güne gelir tüm zulüm gözler önüne durur her yerli halkın o yıpranmış gırtlağı tarihin unutturmak istediklerine inat oradadır ağıttır en hareketli ezgisi bile . Zelal Gökçe'de ise o yıpranmamışlığa rağmen aynı tınıyı yakaladım...


13 Haziran 2012 Çarşamba

Söz uçar yazı kalırmış. Bilinçsiz gelip bilinci yitirerek giderken seçemediğimiz bu adına dünya denen yaşantıya geliriz; tüm seçemediklerimiz arasındaki süreç ömürdür garip ömür.. ölüm karşısında çaresizliğimize rağmen sürüp gitmek isteğimiz bize neler yaptırmadı ki .. uygarlık denilen tarihin çarpıklığı bundan olsa gerek.. bu manada tüm üretimler yazmak ,çizmek..  belkide tüm anlamsızlığına inat üretebilmek ama yinede anlamsızlığın bilincinde yaşamak.Evet Adorno yahudi kırımından sonra artık şiir yazılmaz derken sanıyorum ki salt kendi arzularının peşinde ki insanın sözünün ne hükmü ne sahiciliği yoktur ,demek istedi ;bana öyle dedi en azından..
Katilin eldivenlerle parmak izlerini gizlemesi bana hep tuhaf gelmiştir bir yaptığının arkasında duramama durmama durumu yada aslında yaptığı şeye hakkı olmadığını bile bile olumsuzladığı halde yapması çelişkisi.Muktedir olgusuna kendi orada olmadığı için karşı koyanlar gibi sıvı yapışkan sinir bozucu insan halleri.Oysa sözün hükmü yok artık hele sanatın yaptığı gibi dolaylı sözün hiç.O imge zenginliğini algılayacak algı düzeyi nicedir düz anlatımdan bile cımbızla kendine yonta bileceği kadarına yönelmiş bekliyor.E sanat için sanat zaten sürekli kendileri çalıp kendileri oynayan sürekli rekabet ve beğendirme yarışı tıkanmışlığı kotarma peşinde.Eğer söz kurşuna kalkan olursa benim için değeri var yoksa geriye kalan bu cinayetler çağında sessiz kalan her birimiz kadar suç ortaklığından sıyrılma komedisine dönüyor bir çeşit parmak izi bırakmama çabası.Lakin tetikte parmak izlerimizin olmaması hepimizin eldivenle dolaşmamızdan.sosyal ağlarda attığımız sloganlar da bunun kanıtı...

sakinlikte samimiyet bulurum hep.. özünden söz söyleyenler okursa yazdıklarımı kendi kendi,mle olan bu sohbetime dahilde olabilirler..günümüz zekası denilen şey kurnazlık o benden uzak tutsun kendini ..hiç birşeyin tözünü bilmeden hep açık yarayı kollar onlar .. kalıcı olmanın kolay yoludur acıtırsan unutulmazsın .. hoşbuldum kendime .

8 Haziran 2012 Cuma

“Viktorya dönemi insanı, sekse karışmadan aşkı elde etmeyi aradı. Modern insansa aşka karışmadan seksi elde etmeyi arıyor.” Lale Müldür. 


Evet bulmanın yolu aramaktan geçiyor ama nasıl olacak bu aramak şablonları en baştan eline verilmiş anahtar teslim daireleri arıyoruz elbette aynı şablonlardan herkes haberdar olduğuna göre ona uymaya çabalayarak şeklen ve ruhen bir biçime girmek zorundayız ki en kusursuzu arıyoruz (güzelliğin oranlarının hesaplandığını unutmayarak) eh adrese teslim hayata alışıp dolaştığımız için çarpışmalar karşılaşmalar esnasında ahanda buldum dediklerimiz oluyor tasarlanmış hallerimizle ...Tabii tüm bu pavlovun ruhuna rahmet hallerin aslında neyi gizlemek için olduğunu da psikanaliz ortaya attığından olsa gerek insan sevdalıyım demeye çekinir hale geliyor seks ara farkla önde gidiyor yav madem sevişmek mesele bende sevişir geçerimciler yoğunlukta bu çağda onlar anarşistce toplum sistem eleştirisine terslenirken aslında aşk yoktur arzu vardır şablonunu uyguluyorlar yani yine tasarım yine başkalarının deneyimlerinden oluşmuş bir taslak ...
http://www.youtube.com/watch?v=Kodsi0Hc5Ww
Kolay değil çağ deneyimlerin yaşanmışlıkların hayli biriktiği ve örneklerin fazlasıyla kafa şişirdiği bir çağ yok sayamayız ama her dönem sosyal kültürel şablonların tek tip insan varmışcasına şablonlar sunduğunu ve insanların da onu aradığını da unutmayalım..Çok az insan o hegomanyadan ,sıyrılmış ve gönlüne göre sevebilmiştir sevdiği kişininde o taslaklardan kafasında yerleşmemiş olması halinde gayet hakiki hisler şelale olmuştur belki...

his ve onu elle tutulur gözle görünür kılma zorunluluğu var neticede; kolay değil şiir imge bu zorluktan doğmuştur sanırım (atıyorum ben sanıyorum) Yani seviyorum dediğin andan itibaren görünür kılman bekleniyor e bunun taslakları var hazırda seviyosan sevişeceksin seviyosan arayacaksın seviyosan evlenemeden dokunmayacaksın seviyosan bıdı bıdı bla bla yani önceden sevmiş ve onu toplum ekonomi ve din ekseninde belirlemiş kabataslak şablonlarda yaşamışların deneyimlerini sürdüreceksin yoksa sevmiyosun ...olasılık hesaplarının yapılabildiği bir çağdayız hız ve tüket maddi kültürün temeli artık bulunması değil de aranması bile anlamsız geliyor sevdanın; sunulan şablonlarla herkes arzusuna nesne bulmakta zorlanmıyor, aslında  arzularda haz da sıfır noktasında... dostlar alışverişte görsün hesabı ilişkiler ..Hülasa açlık eskisinden büyük ve uzun aç kalındığında hemen yemek yiyemezsin sadece su sıvı çorbalar ama iştahsızca yersin asıl yemeğe ulaşmak için mecburi beslenme düzenine uymak zorundasındır uzun açlık çekince yenen yemek her koşulda sıkıntı verecektir ve yeme durumu artık keyifsiz mecburi olur ..ayyy sıkıldım

oysa  ''eksikliğim çoktur sende bilirsin eksiklikle kabul eyle gel beni''  demiş Pir sultan Abdal...


Not yinede anlatamadım sanki...

4 Haziran 2012 Pazartesi

Yeryüzünde yüzeysellik salgın halinde,ama bu şehirde bir din...

3 Haziran 2012 Pazar

Şiir tamda insan olmanın getirdiği halden hale girip çıkamadığım o uzun mesafelerde yoldaştır bana beni anlatır beni diğerlerine anlatır Şairimdir Ahmed Arif en önce ona saklanırım ...Can benim düş benim ellere nesi?

Kelimelerin insandılar .... diyen diğer usta Nazım'ıda anarak...