30 Nisan 2012 Pazartesi


http://fizy.com/#s/1ahsyu
Bir türlü ulaşamadığı mutluluk algısı vardı mütemadiyen peşinden sürükleyen hep kaçan kovalanmayı seven tuhaf  sorunlu bir mutluluk...Sen dedim seçimlerini yaşamakta özgürsün ve lakin sonuçlarını da...Ama istediğin seçimlerini hayatında ki insanlara dayatıyorsun senin mutlu olman için o seçimlerin herkesin gözüne fer vermesini bekliyorsun..ilahmısın be! yeter ! katlanamadığın o seçtiklerine de sonuçlarına da  dart tahtasına çevrilmiş ömrüme de yeter!
Not: başkalarının hayatını yaşayan kendime sarkıda dahil

28 Nisan 2012 Cumartesi

http://fizy.com/#s/1aj6ci

                  
      Öyle mutluydu ki mutluluktan soğudum...
    
                                     Öyle hevesleri vardı ki hevessiz kaldım...
                                                                              
                                                                              Öyle sığ dı ki derinlere daldım..

  • Herkesin dedim keyfine göre olan yaşamda bir benim keyfim olmadı gitti...
  • Hem içinde ''ben'' olan bir istek ne kadar masum olabilir ki,sadece akıl değil duyguda bencildir...
  • azalıyor mum ışığı her şey gibi sonu var bir tek karanlık galip ...
  • gidilecek yer kalmadı rüzgarın önüne düşen yaprağa öykünüyorum o kararsızlık bile isteksizliğe yeğdir...



Not: fikrimi kaybettim...

26 Nisan 2012 Perşembe

Jean Genet ''Şiddet ve Zorbalık'' makalesinin beni vuran bölümü ....

23 Nisan 2012 Pazartesi

http://fizy.com/#s/1gr2qu

dünyaya gelmek seçimimiz değil ki ...sonra seçimler yaptığımızı sanarak kendimize eğlence...en çok ta hayatımızdan gönderebildiklerimiz git dediklerimiz kal dediklerimiz bir şey yaptım sanarak seçim yapıyormuş gibi yaparak...gitme dediklerimiz seviyorum dediklerimiz..o rengi hiç sevmem,etek giyinmem,başımı örterim,hayır çıplak gezerim..seçimlerimiz komikmiyiz neyiz !


yinede özlem var bazı gidenler eksiltir bir yanını o eksilen yanınla aldığın tat mıdır özlenen bilmem ama özlem var...


Not: çizgiyi geçtim dipteyim ....
His içimdeki orman..şiirin resmin müziğin varmak istediği yer..görünmeyen sezilen ..onu nesnelleştirmek mümkünsüz, tariflenemeyen bir yol.. doğada gördüklerime benzetmeye çalışırım işaret dilidir ama gerçek ses değil..
Not: susmuş...

16 Nisan 2012 Pazartesi


hayatın bir bölümünde denk geldiğim,önemsediğim insanları kolay unutamıyorum bazılarını hiç...
bekçi köpeği gibi anılarımı kolluyorum kendime...onlar için önemli olan kişiler benim için unutmamakta ısrar ettiğimi çağrıştıran imgeler kimliksizler yani yada hepsinin kimliğinde asıl önemsediğimin adı yazıyor..filmler şiirler şarkılar var birde yüzünü unuttuğum yüzümü unutmuşun hatırlandığı o iç kilerimde..''unutmak için hızlanırız''dı değil mi?hız çağıyla ilgim olmadı hiç başka çağdan fırlatılmış gibiyim...Sabahhatin Ali'nin Maria Puder'i değilde daha ziyade Raif Bey'i gibiyim unutmamaktan ve acısından zevk alıyorum sanırım ve ya özgüven kaybından acımla tutunuyorum yaşama çok gerekliymiş gibi...neyse herkes yalnış biliyor benim suçum hayatımdan gidenlerin çoğu benim kaygılarıma yenilişimdir...Bir sosyal ağda istemeden rastladığım fotoğraf ve ''nişanlı'' ibaresi azıcık hüzün kendimle yüzleşme ''baka kalırım giden geminin ardından'' ...Neyse....
''tavşan dağa küstüğünü bilerek haber vermemiş bence umursanmayacağını iyi bildiğinden!''


9 Nisan 2012 Pazartesi

http://www.youtube.com/watch?v=ySphki4lD68&feature=youtu.be

ruhu olmayan insanın aklı çokça dır neden-sonuç insana güvenli bir o kadar da hissiz bir yaşam sunar.kimisi hiç hissetmemiştir aramaz,kimisi çok kırılmıştır istemez...ben her ikisine de benziyorum çoğunlukla sonuç odaklı düşünürüm hissizimdir yazık kendime :((

4 Nisan 2012 Çarşamba

kırıldığı yerden
dersini alan gönül
zaman ve mekanı oradan anlar
ve artık her gelen o kapıdan
o dersin imtihanına çarpar! ....