7 Şubat 2013 Perşembe

Özlemin,sitemle söze gelişi;üç farklı coğrayadan ...

 
 
bırakıp gittin beni bütün kapılarda
bütün çöllerde tek başıma kodun
şafakta arayıp öğle vakti yitirdiğim
vardığım hiç bir yerde değildin
sensiz bir odanın sahrasını nasıl anlatsam
hiçbir şeyin seni andırmadığı bir pazar kalabalığını
denizde dalgakırandan da boş boşluğunu bir günün
seslenip de senden cevap alamadığım sessizliği

bırakıp gittin beni kalarak olduğun yerde hareketsiz
her yerde bırakıp gittin beni gözlerinle
düşlerin yüreğiyle bırakıp gittin beni
yarım kalmış bir cümle gibi bırakıp gittin
düşen hep ben oldum en küçük kımıldanışında senden

başını çevirdiğin için ağladığımı görmedin hiç
bana bakıp görmediğin için
ben yokken içini çektiğin için

ayağına düşen gölgene acıdın mı hiç sen
 
Louis Aragon

6 Şubat 2013 Çarşamba


Ev barınma ihtiyacının dışında bir şey uzun zamandır.Sınıfsal ve statü göstergesi olmasından tutup içinde ki eşyaların içinde yaşayanlardan bile üstün olduğu bir konumda olmasında bırakmayın,devam edersek ev içi düzenlemeler hazır paket mobilyalar olmazsa olmazlar ile bir modern zaman yalanına sıkıntısına kadar gidin.Bu fotoğrafı nereden indirdim bilgisayara unuttum url veremiyorum ama işte dedim eşyanın hükmüne bağlanmamış gerçekten ihtiyacı karşılamaya ve rahat etmeye yarayan bir oda döşeme.Gerçi o ufak tefek ayrıntılar benim gibi sadeliği dinginliği arayan biri için yorucu ama biblolara,aynalı konsollara,sandalyelere yeğdir.Ne güzel okunur burada,ne güzel ağlanır,ne güzel uyanılır.O kirli hayata gücünü toplayıp karışabilmek için...

Meledosi bu olsun mu odanın : http://www.youtube.com/watch?v=1ypio46_fj0

2 Şubat 2013 Cumartesi

''Sevi,iki kişinin bir araya gelerek tanıma,betiye sığmaz bir dünyanın yasalarını uydurup uygulamasıdır.''
(Okumadan ölmemeli bu kitabı)