12 Mart 2012 Pazartesi

  Hep seni anlatmak için basıyorum yeni kayıt sekmesine..Hep neresinden başlayacağımı bilemediğim ne olduğunu kestiremediğim içimden çıkmayan içine beni almayan hisle yazamıyorum..İlk kez seni bana önerdiklerin de; korkaklığıma, kendimi sevmeyişime ,bir sevdanın öznesi olacağıma inanmayışıma kalkan yaptım seni.Uzaktan uzağa içime işledim asla bil istemedim içimdeki o boşluğa seni oturttum,hasretin acının dibine vuracaktım sayende.Dokunmadan sevecektim dokunulmak istemediğim için.Çünkü çocukken kadınları bol evlerde hep sevişmenin sevdayı bitirdiğini duymuştum çünkü büyükken kadın çok güzel olmazsa asla sevilmeyeceğini kazımışlardı beynime.Ve ben sırf çirkinliğim yüzünden dokunduğunda ipek olmayan tenimden ötürü benden gidecek birinin acısını taşıyamazdım kendimi yok etmek isterdim o durumda.Sen benim için sevme ihtiyacımı karşılayacağım bir özne oldun,kendi tasarımlarımda biçtim kestim istediğim gibi yarattım seni.Sonrasında ikimiz birlikte olmayı denediğimiz de seninle tanıştırmaya çalıştığım da o idi.Tasarladığımın kırgınlığına hayal kırıklığı adını taktım herkes seni suçladı ben kendimi..Yıllarımı seni özlemekle geçirdim senin olduğun şehir sıla idi.Kendi memleketim gurbet.Senin içinde bulunduğun çevreyi etrafımdakilere yeğledim,okuduğun gazeteyi okudum senin gözlerinle..Bağımlı olmaktan korktuğum için hislerimi bağlamıştım seninle.En azından gerçek bir ilişkinin yükümlülüklerinden ve yaratacağı acıdan korunuyordum kendimce..Keşke hiç bir birimize değmeseydik algımdaki gibi kalsaydın dediğim çok oluyor ama hasta tutumum her biçimde beni acıtacaktı seninle yada sensiz. ..
  Akranlarımın hayata hazırlandığı dönemlerde ben güvensizliğimle birazda toplumun gerçeklerini anlamsız bulan bulanık bilincimle sana ayarlamıştım tüm günlerimi.Ne öyle toplum ahlakının iki yüzlülüğünü kavramıştım ne alternatif fikirlerden haberdardım uyum sağlayamıyordum,çünkü durmadan pompalanan o kadın figürüne benzemiyordum,bedenimle barışık değildim, değilim..Sağlam bir reddediş bilincinden değildi sadece o erkeğin rüyalarını süsleyecek kadın olamamanın küskünlüğü kaygısı..Anlam da aramıyordum kim olduğuma değil nasıl göründüğüme sevdalanma fikrini benimseyemiyor fakat ardından bunu kendi çirkinliğime dayanak aramak olarak yorumluyordum..Terk edilmekten değil görünüşüm yüzünden istenmemek kaygısından boğuluyordum..Seninle tüm kaygılarımın üzerini örttüm önce sonra kendi yalanıma bağlandım.Hayatımda ki herkes gitmişti sen tek tutunduğum kalmıştın..
  Tanışıyorduk zaten ama bilmiyorduk kim olduğumuzu sonra seni bildim sen de beni. İnsana ve hayata bakışın beni incitti..İhtiyaç içindir her şey demiştim beni öpmeden az önce..Yinede gideceğinden korkmama rağmen öpmene izin verdim ve o temastan sonra gitmek isteyen ben oldum..Oysa ben terk etmek isteğinin bunca sıkıntılı olduğuyla tanışmamıştım..Kal diyebilirmiyim bir insana bu hissi bildikten sonra bilmiyorum..Seni anlatacaktım kendi yarattığım seni..Yalancı kaygılı hasta ruhumun on yıllarca içinde beslediği seni..Elbette en çok kendimi..Yaşamın anlamsızlığına düştüğümde tutunduğum yaşanmamışlıklarımın bahanesi seni..Gelen teklifleri ''sevdiğim var''a sığınıp şüphe bırakmadan sorgusuz soluk alabilmek için içimde büyüttüğüm seni..Yolsuz kalan ömrümü bağladığım;o kurak bozkırı seninle doldurduğumu. ..
  Seçmediğim bir hayat ve onun getirdikleri karşısında her şeyin kurallı ve nasıl olması gerektiği tarifleri arasında kaybolmuştum gerçek olmadıklarını bir egemenlik oyununun kanunları olduğunu anladığımda geç kalmışlık hissiyle kalan kendimi..
Not:Yalnızlık

Hiç yorum yok: