29 Şubat 2012 Çarşamba

Filmime altyazı arıyordum gece bakınırken panik atak bahsinde bir paylaşım gördüm o derdi yaşayan bir eski dost geldi oturdu geceme.
Her neyse hastalık için kaygı ile başlayan aşırı stresin tetiklediği vs vs sebepler ile başlayan ilaçlar terapiler öneren o çok bilmiş psikiyatrlar anlatıyordu.Psikiyatri her bireyin farklı olduğunu kabul etsin öyle ortak insan doğası yalanını sürdürmesin emeklemekten kurtulur belki.Konum o değil zaten.
İnsan kendisini yaşamaya uzaklaştıkça ölemiyor da sık söylüyorum bunu.Ama tam ifade edemiyorum.Doğduğun andan öleceğin ana giden süreçte kim olacağın hangi devlet sınırlarında dünyaya gelmenle belirleniyor;ve yine o devletin vatandaşı(tasarımı) olan ailenin mutluluk algısına göre şekillenmeye başlıyorsun,sonra kültürler,eğitimle kısırlaşıp kendi halini ne istediğini kim olduğunu bilemeden yaşıyorsun hele de tüketim çağı herkesi aynılaştırmaya bilimi de almışken arkasına.Gündelik hayatını devam ettirebilmek için bir ömrünü bir gurup azınlığın daha konforlu yaşamasına feda etmeye geliyorsun.Elbette her sınıfın bir model elbisesi var,biçimin ne olursa olsun ona sığmalısın; hülasa çoğunluk kendini yaşayamadan gidiyor çoğunlukla.
Tabii ki böyle durumlar da tasarladıklarımız ve onlar gerçekleşmediğinde mutsuz olma halimiz bizi kırgınlıklar deryasına balık ediyor.Aslında tasarlamak kötü değil onları kendi bilincimizden yaratmışsak.Oysa taslaklar bize verilmiştir.Ezberlerimiz bizim deneyimlerimiz değildir.İnsan kendi bilinciyle seçtiklerini yaşamadıkça yaşamış sayılmadığından etraf yaşının insanı olmayan,bilgeleşememiş insanlardan geçilmiyor.Kendini yaşamış insan hakikate daha yakın sanıyorum.Eğitim zaten Sümerlerden bu yana egemenlerin hizmetine tebaa üretir.Sümerler filan bak bak entel entel konuşuyorum kendime gıcık oldum haaa.Neyse bazen  yaşça kendimizden çok küçük olup iradesiyle kendini yaşayan bilge insanlara rastladığımdan beri yaş almanın yaşamak olmadığını anladım.Budur bence panik atak sorununun kökeni her şeyi tasarlanmış insana, mutluluk tanımıda verilmiş:şöyle olursan mutlu olursun vs vs denmiş mutluluk an değilmiş de amaçmış gibi peşinden koşarsan yaşamı es geçiyorsun sonrada ölüm kaygısı.
Neyse benim dururmum da genelden ayrı değil zaten.Bir dostun özlemi yazdırdı bunca şeyi sonra o dost kendisimiy di sorusu çıktı karşıma aklım iyice harap oldu yani.Tütün iyidir..

Hiç yorum yok: