1 Temmuz 2012 Pazar

Sözün ,bilmenin, hakikati  arayan içindir değeri, gerisi için hepsi birer kendini kabulleniş .Sonra ateş bilgi değilmiydi tüm mitlerde, bilginin bilmenin aydınlanmanın sembolü.Ateşle ateşi, bilmeyi ,aydınlığı, kararttılar kendiyle sınadılar ateşi ! Sivas ne ilk ne son tüccarların dünyasında ..Behçet Aysan orada o ticaretin alıp satıcıların tezgahına yatırılanlardan o güzel şair ve dahi tüm yitenler anısına onun şiiri ..Çünkü O ki bu şiirinde kan ile kurulmuş uygarlığı yargılar..Unutmak kendine ve bilmeye ihanettir!

 Unutulmayan

durmadan taşırdım yanımda üç şeyi
iri çakıl tanelerini, çatlamış bir narı
bir öpüşün bıraktığı harlı lekeyi
ipekten
çalınmış
umutlarla taşırdım
ah sevgilim derdim, ölüm
ne kadar çoktu yaşadığımızda.

bize hep beyaz mendil
sallayan
ölüm ki,
iki kapısında
haki bir yalnızlık
dikilirdi
ve hatırlatırdı
bize, güz kuşlarının
uçup gittiği denizleri.

bense, yulaf kokan
dağlı ellerinde
dolaşmak gibi kolaydır
sanırdım yaşamak ve sana kansız
bir gökyüzü
getirirdim
getirebilsem ah,
-avlusunda çocukların
korkmadan oynadığı-
lalelerle
donanmış simli bir gökyüzü.

bir öpüşün bıraktığı harlı lekeyi
çatlamış bir narı, unutmadım.      Behçet Aysan

Hiç yorum yok: