17 Mart 2012 Cumartesi

'Yüksek sesle konuşan, asık suratlı bir kalabalık içinde bir sessizliği onarmaya çalışmaktan sindi üstüme, bu ezilmiş Gül rengi acemilik. Bir kirlenmeden korumak için susarak yaşadığım her şeyin bir yenilgi olduğunu çok sonra öğrendim. Benim, kıyısında bir saygıyla beklediğim olanak, başkalarının çiğneyip attığı bir sıradanlıktı'

İNSANIN ACISINI İNSAN ALIR.
'Herkesin gövdesiyle varolduğu yerde yüreğini öne süren 'bir beyazdım, zenciler arasında.' Kimsenin başkasının gözünün içine bakmadığı, herkesin çoğalmak için aynasını yanında taşıdığı yankısız bir zamanda, insanları sulara bakmaya çağıran meczup, bir beşinci mevsim simyacısıydım, yanılışını sevip yenilgisini kutsayan... Bir solgunluktan geliyorum evet... Kıyılarındayım işte tüm kirlenmişliğim, tüm arınmışlığımla'

İNSANIN ACISINI İNSAN ALIR.
Şükrü Erbaş..

İnsanlıktan çıkmasaydım insan kalmakta ısrar edenleri gördüğümde bu kadar hüzünlenirmiydim Şükrü Erbaş'ın bu kitabını bulamadım gitti üstelik.
Not : Huzursuzum

Hiç yorum yok: