3 Mart 2012 Cumartesi


Devekuşu denildiğinde herkesin benimde aklıma meşhur kafalarını toprağa gömme mevzuları gelir.Aslında o bir çeşit çaresizliği veya çevrenin etkilerine karşı kendini korumaya çalışan insanlara açıklama yapmaktansa söylediği yalana inanıldığı varsayımından hareket eden insanlar için kullanır.Yoksa devekuşları dünya üzerinde ki  en hızlı koşan kuş türü.
Bu benzetme kendim içindir.Son yıllarda kendime bir kum buldum sosyal medya,tehlike ise vicdanım.Olan biten onca haksızlığa adaletsizliğe insanın insana ve doğaya yaptığı zulme zalıma karşıyım eylem alanımda sosyal medya bunu kime bu biçimde söylesem bana kıçıyla güler.Ama alternatif bir yaşam biçimi sunamadıkça söz hiç bir şeydir.Çarkın kendisi sorunluyken mütemadiyen ona değilde bozulan bir dişlisine öfke yöneltmek pasifliktir.Olan biteni olumsuzlarken çarkı olumladığımın farkına vardım.Bu farkındalık bana kafamı gömecek kum arattı işte en sonunda buldum sosyal medya.Durmadan olaylar üzerinden daha önce söylenmiş yüksek entelektüel fikirlerin armonisini kendimce yorumluyorum ıslık çalmak gibi biraz.Kendi fikirlerimin çoğunun benden önce söylenmiş düşünülmüş olması bu minvalde fazla kafa yormama da lüzum bırakmıyor nasılsa.Biraz da söz cambazlığı yaptım mı benden iyisi nar.Nar güzel meyvedir kayısı mevsiminde değiliz.
Tarihte olan savaşlar kıyımlar yok olan doğa uygarlıklar sırasında diğer insanlar ne yapıyordu diye merak ederdim hep.Onların belki bir sosyal medyası yoktu ama muhakkak kafalarını gömecekleri kum bulunmuştur.Çoğunluk için dönemin teknik dinsel vs toplumsal alana yansıyan ilerlemiş konforu zaten gerekli ve yeterlidir.Gelişme ilerleme kaçınılmaz olarak sunduğu konfor için bedel ister ve bu da alış-verişi dünyanın dönmesi kadar olağan sayan çoğunluk için üzerinde düşünülmesi gerekilmeyen bir rutindir.Oysa gerçekte ne kadar ilerleme olduğu bile tartışmalıdır,doğayla başa çıkmak ve son kertede ona üstün gelmek mantığından hareketle başlanılan ilerleme serüveninde başa çıkılmak bir yana kendi bütünlüğü bozulmuş bir doğa kaldı elimize.Anlam katma çabası insan denilen düşmüş bu türün hem derdi hem dermanı.Ama ne derman anladıkça vicdanına uzaklaşmak zorunda kaldığın olmadı kumlara gömdüğün kafanı saymazsak.
Neler var kumun içinde:vicdan tehlikesi anında gömdüğümde her hangi bir alternatif sunamadığım için tıpkı benim gibi yorumlamaya girmiş ama en azından benden beş adım önde gidenlerin kitapların şiirleri filmleri üzerinden bir kimlik oluşturuyorum eh nede olsa onları anlamak içinde bir algı seviyesi gerek sıradan insanlar anlayamaz!O kumun içinde zaman kafamın dışarıdaki halinden daha iyi geçiyor üstelik.Oluşturmuşum üstten bir kimlik mutsuzluğumun kaynağı olan haksızlık ve zulüm sayesinde duyarlı insan profilimle değme gerillaya taş çıkartırım öylede sevdirir saygı duydururum kendime insanda yalan çok.İnsandan gayri yalanı bilen de yok..
Hülasa alternatifi olmadan varolanı yorumlayan teori üreten herkes biraz başını kuma gömmüş devekuşudur.

Hiç yorum yok: